2. Beyazıt
Sultan II. Bayezid Han
Babası : Sultan II. Mehmed
Annesi : Mükrime Hatun
Doğduğu Tarih : 1452
Padişah Olduğu Tarih: 19 Mayıs 1481
Tahttan Mecburen İnişi: 25 Nisan 1512
Öldüğü Tarih : 26 Mayıs 1512
Sultân II. Bâyezid, Gülbahar Hâtundan 1450 yılında Dimetoka Sarayında dünyaya geldi. Babası Sultân Fâtihin nâşı 17 gün saklandı ve Amasyada Sancak Beyi olan Şehzâde Bâyezid İstanbula getirilerek tahta çıkarıldı. Bazı tarihçilerin, Osmanlı kaynaklarında geçen îş ü nûşu severdi şeklindeki ifadelerini, onun gençliğinde eğlence ve içkiyi severdi şeklinde yorumlamaları asla doğru değildir. Tam aksine veli lakabını alan nadir Padişahlardan biridir. Asrındaki maneviyât erleri ve âlimlere gösterdiği hürmet de bunun şahididir. Müstakil bir sorunun cevabında da özetleyeceğimiz gibi, Fâtihin vefatıyla Hıristiyan alemi istediğine kavuşmuş ve Roma bir İslâm merkezi olmaktan kıl payı kurtulmuştu. İşte Şehzâde Cem olayı da bunun tuzu biberi oldu. Sultân Bâyezid, İtalyadaki Gedik Ahmed Paşa komutasındaki orduyu hemen geri çağırdı ve maalesef 1495 yılına kadar, birinci derecede Cem Sultân ve Memlüklülerle meşgul oldu. Sultân Bâyezidin asıl saltanatı 1495 yılından başlatılabilir.
Bütün bu sıkıntılara rağmen, Sultân Bâyezid, 1483de 1. Seferini Moravaya ve 1484 yılında ikinci seferini de Boğdana yaptı. Maalesef düşmanlar, 1485 yılından itibaren, dünyanın 1. ve 2. güçlü devletleri olan Memlüklülerle Osmanlıların arasını açmaya muvaffak oldular. Osmanlı hacılarının güvenliğini sağlamayan Memlüklülere karşı, Mayıs 1485de Çukurovaya asker gönderilerek resmen harp başlatılmış oldu. Memlüklü Sultânı Kayıtbay düşmanlığın devamını istemiyordu; çünkü bundan Endülüsde Müslümanlara zulmeden İspanya ve Portekiz ve ayrıca tüm Hıristiyan blok istifade ediyordu. Neticede Ramazan Oğulları Memlüklülerde ve Zülkadir Oğlu Osmanlıda kalmak üzere, yıllar süren ve genellikle Memlüklü lehine sonuçlanan savaş yılları sona erdi.
1495de Cem Sultânın vefatı ve de Memlüklü ile yapılan sulhden sonra yeniden asıl saltanat yıllarına başlayan II. Bâyezid, evvela Boğdana musallat olan Polonyaya karşı haretekete girişti. Bununla da kalmadı; Venedik, Macaristan ve zaten arada düşmanlık bulunan İspanya ile fiilen savaş hali başladı. II. Bâyezid 4. Ve 5. seferini, sırasıyla 1499 ve 1500 yıllarında Venedik üzerine yaptı. 4 yıl süren savaşlar neticesinde, Venedik Balkanlardaki bütün müstemlekelerini, başta Mora ve Yunanistan olmak üzere, Osmanlı Devletine teslim mecburiyetinde kaldı. Osmanlı orduları, Macaristan ve Bosnada yaptıkları savaşlarda da önemli fetihler elde ettiler.
Maalesef, bu başarıların ardından, Erdebildeki Safevî tarikatının şeyhlerinden Şeyh Cüneyd, onun oğlu Şeyh Haydar ve nihayet asırlarca Osmanlı Devletini fetihlerinden uzak tutan Şah İsmail ve onun Şii devleti olan Safevîler meselesi ortaya çıktı. 1460da Şeyh Cüneyd katledildi, ama yerine geçen Şeyh Haydar, işi daha da ileriye götürdü. Asıl problem, Uzun Hasanın da torunu olan Şah İsmail ile başladı. Şah İsmailin desteğiyle Anadoludan toplanan Türkmen gençleri, Erdebile götürülüyor ve orada ciddi bir Şîa eğitimi verildikten sonra, birer Şiî mollası olarak Osmanlı Sofuları adıyla Anadoluya gönderiliyordu. 1507de Şah İsmailin Zülkadir Oğlu Alâüddevle Beyin kızını istemesi ve onun da bir Şiîye kızını vermek istememesi üzerine, II. Bâyezidin kayınpederi ve Yavuzun da dedesi olan Zülkadir Oğlu beğliğine saldırdı ve zulme başladı. Osmanlı Devletinden ve Memlüklülerden tepki görmeyince iyice şımardı. Tepki, 1487 yılından beri sancakbeğliğinde bulunduğu Trabzondan yani Yavuzdan geldi ve Şehzâde Yavuz hemen Gürcistan Seferine çıktı. Bu sefer sonucunda, Yavuz komutasındaki Osmanlı orduları, Şah İsmailin oğlu İbrahim Mirzanın komuta ettiği Safevî ordusunu Erzincan yakınlarında perişan etti. Halk, Yavuz adına Yürü Sultân Selim, devrân senindir türkülerini söylüyor ve babasının pasifliğini bir nevi protesto ediyordu.
Zor olan nokta Şah İsmailin şahlığı ve şeyhliği beraber götürmesiydi. Bu sebeple Antalyalı bir Türkmen olan ve Erdebile giderek tam bir Şii mollası haline gelen Şah Kulu isimli halifesi, çevresine topladığı bazı göçebelerle devletin başına yeniden gâile açmaya hazırlanıyordu. Veziriazam Ali Paşa, üzerine yürüdü ve Sivas yakınlarındaki Gökçay mevkiinde 1511 yılında katledildi. Bu arada önce Kırıma geçen ve ardından da Edirneye gelerek babasıyla görüşmek isteyen Selime, Şehzâde Ahmed ve Korkut taraftarları engel olmak istiyorlardı. Nitekim Çorluda babasının ordusuyla Şehzâde Selimin ordusunu karşı karşıya getirdiler. Babaya kılıç çekilmez diyerek, Karabulut isimli atıyla kaçtı (1511). Aynı yıl Şehzâde Ahmed bu kargaşadan yararlanarak Konyada sultanlığını ilan etti. Meşru veliahdlıktan düştü ve Şehzâde Korkut veliahd oldu.
Yeniçeri ve bazı devlet erkânının ısrarla Şehzâde Selimi istediğini bilen Sultân Bâyezid, başka çare olmadığını anlamıştı. Şehzâde Ahmed'in, Şah İsmail'in yakın adamı Nur-ı Ali isimli halifesinin Amasya ve Tokatda kargaşa çıkarmasına rağmen, karşı gelemeyerek Konyaya gelmesi, Selimin işini kolaylaştırıyordu. Bu hadiseler üzerine, 24 Nisan 1512 tarihinde Şehzâde Selim lehine tahttan ferâğat eden II. Bâyezid, 11 gün Eski Sarayda ikamet ettikten sonra, Dimetokaya gitmek üzere yola çıktı. Kendisine tahsis edilen ikametgâha ulaşmadan Çorlu yakınlarında yolda vefat etti.
ZEVCELERİ: 1- Nigâr Hâtûn; Şehzâde Korkut ile Fatma Sultânın annesi ve Abdullah Vehbinin kızı. 2- Şirin Hâtun; Abdullah kızı ve Şehzâde Abdullahın annesi. 3- Gülruh Hâtun; Abdülhayyın kızı ve Alemşah ile Kamer Sultânın annesi. 4- Bülbül Hâtun; Abdullah kızı ve Şehzâde Ahmed ile Hundi Sultânın annesi. 5- Hüsnüşah Hâtun; Karamanoğlu Nasuh Beyin kızı. 6- Gülbahar Hâtûn; Abdüssamedin kızı ve bir görüşe göre Yavuzun annesi. 7- Ferâhşâd Hâtun; Kefe sancak Beği Mehmedin annesi. 8- Ayşe Hâtûn; Zülkadiroğlu Alaaüd-devle Bozkurd Beyin kızı ve bir görüşe göre Yavuzun annesi.
ÇOCUKLARI: 1-Şehzâde Sultân Abdullah Hân. 2- Gevher Mülûk Sultân. 3-Şehzâde Sultân Korkut Hân. 4-Şehzâde Sultân Ahmed Hân. 5- Yavuz Sultân Selim Hân. 6-Şehzâde Sultân Şehinşâh Hân. 7-Şehzâde Sultân Mahmûd Hân. 8-Şehzâde Sultân Mehmed Hân. 9-Şehzâde Sultân Alem Şah Hân. 10- Selçuk Sultân. 11- Hatice Sultân. 12- İlaldı Sultân. 13- Ayşe Sultân. 14- Hundi Sultân. 15- Ayn-i Şah Sultân. 16- Fatma Sultân. 17-Şah Sultân. 18- Hüma Sultân. 19- Kamer Sultân.
II. Bâyezid devrinin önemli devlet adamları arasında, Vezir-i Azamlardan İshak Paşa, Hersek-zâde Ahmed Paşa, Çandarlı İbrahim Paşa ve Koca Mustafa Paşa; Şeyhülislâmlardan Molla Abdülkerim Efendi ve Zenbilli Ali Efendi; ilim ve maneviyât erbabından ise, Molla Lütfi Efendi, Sarı Gürz, Muslihuddin bin Sinan Efendi, İdris-i Bitlisî, kendilerine uzaktan taltiflerde bulunduğu Molla Cami ve Ubeydullah Ahrar Hazretleri ve şairlerden ise, Niyâzî-i Mısrî, Vasfî ve İznikli Celilî misâl olarak zikredilebilir.
Gâzî, âlim, şâir, hattât, veli ve müzehhib gibi çok sıfatları bulunan II. Bâyezid, babası Fâtihin fetihlerini çok iyi hazmetmesine rağmen, kendi zamanında sadece 160.000 km2lik genişleme temin edebilmiştir. Fetret devrinden sonra Osmanlı Devletinin en sıkıntılı dönemlerinden olması, bunun başlıca sebeplerindendir .