1901′de Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasıyla, Edebiyat-ı Cedide topluluğu dağılmış; edebiyat dünyasında II. Meşrutiyetin ilanına (1908) kadar sürecek bir boşluk doğmuştur. II. Meşrutiyetin ilanıyla meydana gelen özgürlük ortamı, Fecr-i Ati (Geleceğin Işığı) topluluğunun ortaya çıkışını kolaylaştırmış, Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasıyla dağılan kimi sanatçılarla genç yazar ve şairler bu topluluğu oluşturmuşlardır.
Fecr-İ Ati Edebiyatının Temsilcileri:
Ahmet Haşim
Refik Halit (Karay)
Emin Bülent (Serdaroğlu)
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)
Tahsin Nahit
Faik Ali (Ozansoy)
Celâl Sahir (Erozan)
Fuat Köprülü
Hamdullah Suphi (Tanrıöver)
Sahabettin Süleyman
Ali Canip (Yöntem)
Cemil Süleyman İzzet Melih
Faik Ali Ozansoyun önerisiyle Fecr-i Ati adını benimseyen topluluk, uzun ömürlü olamamış ve Milli edebiyat hareketinin doğusuyla dağılıp gitmiştir (1912). Fecri Âtinin bazı sanatçıları, sonraki yıllarda sanatlarını değişik çizgilerde geliştirmişlerdir.
FECR-i ATİ EDEBİYATININ ÖZELLİKLERİ
1. Edebiyat-ı Cedideye tepki olarak ortaya çıktıklarını söyleyen Fecr-i Aticiler tepkilerini açık seçik ortaya koyamamışlar, Edebiyat-ı Cedidenin bir uzantısı olarak kalmışlardır.
2. Sanat şahsi ve muhteremdir. ilkesiyle hareket etmişler; şiirde Sembolizmi, öykü ve romanda Maupassantı, tiyatroda H. Ibseni örnek almışlardır.
3. Topluluk sanatçıları yukarıda belirtilen ilkeyi herkesin ayrı ayrı görüşlere sahip olabileceği biçiminde yorumlamış; bu durum da dağılmaya yol açmıştır. Sanatçıların her biri yalnız kendi duyuşuna, kendi beğenisine göre bir güzellik yaratma çabası içine girmiştir.
4. Fecr-i Ati topluluğu sanatçıları duyuş, düşünüş, üslup ve sanat anlayışında Servet-i Fünun sanatçılarını taklit etmişler, şiirde ağır bir dil kullanmışlardır.
5. Şiirde aruz ölçüsünü esas almışlar; serbest müstezat, sone, terzarima nazım biçimleriyle yazmışlardır.
6. Servet-i Fünuncuların Batı edebiyatını yeterince tanıyamadıklarını söylemişler, Batıdaki akımlardan ve görüşlerden genişçe yararlanmak amacı güttüklerini belirtmişlerdir.
7. Aşk ve doğa konuları üzeride durmuşlar; duygulu, romantik bir aşktan söz etmişler gerçeğe uygun düşmeyen doğa betimlemeleri yapmışlardır.
8. Batı edebiyatıyla sıkı ilişkiler kuracaklarını, özgün bir edebiyat ortaya koyacaklarını, sanatçılar arasında birlik ve dayanışma sağlayacaklarını ve Servet-i Fünün edebiyatını aşacaklarını iddia ederek ortaya çıkan Fecr-i Ati topluluğu bu amaçlarını gerçekleştiremeden dağılıp gitmiştir.
- Edebiyata Fecr-i Ati topluluğunda başlayan ve bu topluluğun sözcülüğünü yapan Yakup Kadri, Fecr-i Atinin sanat görüşünü şu cümlelerle açıklar:
Sanat, bazı şekiller, renkler, sesler ve hayaller karşısında müstesna bir zevk duyan seçkin bir insan azlığının ruhundan doğar. Sihirli bir gölü andıran bu ruh, kendine akseden şeylere, sathındaki ürperişlere göre türlü şekiller verir ve onları harekete geçirip canlandırır.
Sanat kadar sanatkâr da tam bir hürriyete muhtaçtır. Bir şaire: Sen şunu terennüm edeceksin! veya bir romancıya: Sen falan çevreleri, filan ve falan insanları anlatacaksın demek mavi gözlü bir kimseye Senin gözlerin kara olacak. demek kadar gülünç, abes ve tabiata aykırı bir fikir istibdadıdır. Sanat şahsi ve muhteremdir. Ben, aşk şiirleri yazarım, siz vatan şiirleri
Fakat hiçbir vakit sizin bana kendi yaptığınızı yapmaya zorlamak hakkınız yoktur.
FECR-I ATİ EDEBİYATINDA ŞİİR
Fecr-i Ati topluluğu şairleri yeni olma iddiasıyla ve Servet-i Fünunculara bir tepki olarak ortaya çıkmalarına rağmen, onlardan farklı bir şiir çizgisine ulaşamamışlardır.
Fecr-i Ati şiirinde Sembolizm ve Empresyonizm akımları etkili olmuştur. Şiirde daha çok aşk ve doğa temaları işlenmiş; şiirlerde duygusal söyleyiş ağır basmıştır. Fecr-i Aticiler Servet-i Fünuncularda görülen maraziliği daha aşırı biçime kavuşturmuşlar; Sembolizmi daha iyi anlamışlardır. Duygusal ve romantik aşk şiirleri, duygusal öznel doğa betimlemeleri Fecr-i Ati şiirinde çok görülür.
Fecr-i Ati şiirinde ölçü, aruzdur. Tevfik Fikretle başlayan serbest müstezat biçimi daha da geliştirilmiş; şiir dili Arapça Farsça sözcük ve tamlamalarla doldurulmuş, konuşma dilinden uzaklaştırılmıştır.
Ahmet Haşim, Fecr-i Ati şiirinin en önemli sanatçısıdır. Topluluk dağıldıktan sonra da kendi şiir çizgisini sürdürmüş, özgün bir söyleyişe ulaşmıştır. Emin Bülend Serdaroğlu ve Tahsin Nahit bu topluluğun diğer önemli şairleridir.
Aşağıdaki parça, Ahmet Haşimin O Belde şiirinden alınmıştır. Bu parça, bize Fecr-i Ati şiiri hakkında bir fikir verebilir:
O BELDE
Denizlerden
Esen bu ince hava saçlarınla eğlensin
Bilsen
Melal-i hasret ü gurbetle, ufk-ı şama bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin
Ne sen,
Ne ben,
Ne de hüsnünde toplanan bu mesâ
Ne de âlâm-ı fikre bir mersâ
Olan bu mal deniz
Melali anlamayan nesle âşinâ değiliz.
Sana yalnız ince, taze bir kadın,
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer
Bu sefil iştiha, bu kirli nazar
Bulamaz sende, bende bir mânâ
Ne bu akşamda bir gam-ı nermin
Ne de durgun denizde bir muğber
Lerze-i istitar ü istiğna.
Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu akşam ki lerzesiz, sessiz,
Topluyor buy-ı ruhunu güya
Uzak
Ve mâi gölgeli bir beldeden cüda kalarak
Bu nefy ü hicre müebbet bu yerde mahkûmuz
(Ahmet HAŞİM)
FECR-İ ATİ EDEBİYATINDA TİYATRO
1908′de II. Meşrutiyetin ilanıyla birlikte tiyatro canlılık kazanmış; birçok topluluk çeşitli oyunlar sergilemeye başlamıştır. Ancak tiyatro türü önemli bir gelişme sağlayamamıştır. Şehabettin Süleyman, Tahsin Nahit ve Müfit Ratip gibi Fecr-i Ati sanatçıları teknik yönden zayıf, fakat konuşma diline yaklaşan eserler vermişlerdir.
FECR-İ ATİ EDEBİYATINDA ÖYKÜ VE ROMAN
Fecr-i Ati yazarları dil konusunda Servet-i Fünun çizgisini izledikleri için öykü ve romanda pek başarılı olamamışlardır. Bunların çoğu dil ve üslupta yapmacıklığa düşmüşlerdir. Bu dönem sanatçılarından Yakup Kadri ve Refik Halit, topluluktan ayrılarak Milli edebiyat akımının ilkelerini benimsemiştir. Öykü ve roman yazarı olarak eser veren Cemil Süleyman ve izzet Melihin eserleri ise teknik ve içerik olarak oldukça zayıftır. Bu yazarların eserlerinde Realizm ve Naturalizmin etkisi görülür.
AHMET HAŞİM
Fecr-i Ati topluluğunun en büyük şairi olan Ahmet Haşim Bağdat doğumludur.
Edebiyata öğretmeni Ahmet Hikmet Müftüoğlunun teşvikiyle yönelmiş, ilk önceleri döneminin ünlü şairlerinden etkilenmiştir.
Arap asıllı bir şair olan Ahmet Haşim, küçük yaşta çok sevdiği annesini kaybetmiş, bu durum onu karamsarlığa, yalnızlığa, sıkıntılara itmiştir.
İstanbula geldiği ilk günlerde çevreye uyum sağlayamamış, topluluklardan kaçar duruma gelmiş, hayalindeki mutlu günlerine dönmüştür. Şiirlerinde psikolojik durumunun yansımaları rahatlıkla görülebilir.
Sanat için sanat görüşüyle şiir yazan Ahmet Haşim, Sembolizmin edebiyatımızdaki en önemli temsilcisidir; ancak Batılı anlamda tam bir sembolist sayılmaz. Nesneleri değil, nesnelerin kendinde bıraktığı izlenimleri anlatması onu Empresyonizme (izlenimcilik) yaklaştırır.
Ona göre şiir, duyulmak; nesir, anlaşılmak için yazılır. Şiirde anlam kapalı olmalı, her okuyucu onu farklı biçimde yorumlayabilmelidir. Şiir, asla düzyazıya çevrilemez.
Hayale büyük önem veren Ahmet Haşimin şiirinde toplumsal sorunlar hiç yer almaz. Kızıl gün batımları, sararmış yapraklar, ay ışığı altındaki doğa, loş karanlıklar
onun başlıca şiir temalarıdır. Sembolist şiirin esas öğesi olan sembol onun şiirlerinde pek yoktur.
Sanatçı hece ölçüsünü hiç kullanmamış, tüm şiirlerini aruzla yazmıştır. Şiirde musikiye önem verir; şiirin sözden çok musikiye yakın bir dil olduğunu söyler.
Fecr-i Âti dönemi şiirlerinde dil ağır, yabancı sözcük ve tamlamalarla yüklüdür. 1921′den sonraki şiirlerinde ise daha sade bir dil kullanmıştır.
Şiir dışında fıkra, gezi türünde de eserleri vardır. Düzyazı dili sade ve konuşma havasındadır.
Bize Göre, Gurabâhâne-i Laklakan adlı eserlerindeki kimi yazılar, edebiyatımızın ilk deneme örnekleri sayılabilir.
Eserleri:
o Göl Saatleri (şiir)
o Piyale (şiir)
o Bize Göre (fıkra)
o Gurabâhâne-i Laklakan (fıkra)
o Frankfurt Seyahatnamesi (gezi)
EMİN BÜLENT SERDAROĞLU (1866 -1942)
22 kişilik Fecr-i Ati topluluğunun kurucularından biridir.
Bireysel konular dışında sosyal ve milli konularda da şiir yazmıştır. Şiirlerini aruzla yazan sanatçı, Fecr-i Atinin Ahmet Haşimden sonraki en önemli şairidir. Victor Hugonun Mavi Gözlü Yunan Çocuğu şiirine karşı yazdığı Kin şiiri geniş yankılar uyandırmış; Atatürk, bu şiirinden dolayı sanatçıyı takdir etmiştir.
Ölümünden sonra, şiirleri Emin Bülendin Şiirleri adlı bir kitapta toplanmıştır.
SERVETİ FÜNUN / FECR-İ ÂTÎ EDEBİYATI
1. Bu topluluğun sanatçıları, sanatı halkı eğitmek ya da bilinçlendirmek yolunda bir araç saymadıkları için halka seslenen romanlar yazmak şöyle dursun, aydınlara seslenen yapıtlarında da yararlı olmak amacını gütmüyorlardı. Kendi çevrelerini çirkin bulan, Batıya ve onun edebiyatına hayran bu yazarlar teselliyi güzelde, onu da Batı modeli sanatta arayan bireycilerdi, diyebiliriz.
Bu parçada, hangi edebiyat topluluğundan söz edilmektedir?
A) Tanzimatçılar
B) Edebiyat-ı Cedideciler
C) Fecr-i Aticiler
D) Milli Edebiyatçılar
E) Yedi Meşaleciler
2. Tanzimat ve Servet-i Fünun şiirini karşı¬laştıran aşağıdaki yargıların hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Her ikisinde de aruz ölçüsü daha çok kullanılmıştır.
B) Tanzimat şiirine göre Servet-i Fünun şiirinin dili daha ağırdır.
C) Her iki dönemde de nazım nesre yaklaştırılmıştır.
D) Tanzimat şiirinde Klasisizm ve Roman¬tizm, Servet-i Fünun şiirinde Parnasizm ve Sembolizm daha etkili olmuştur.
E) Tanzimat şiirinde Divan şiiri nazım biçimleri kullanılmış, Servet-i Fünun şiirinde ise bu nazım biçimleri terk edilmiştir.
3. Servet-i Fünun edebiyatının öncüsü ve kurucusu sayılabilecek sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Muallim Naci
B) Halit Ziya Uşaklıgil
C) Tevfik Fikret
D) Recaizade Mahmut Ekrem
E) Cenap Şehabettin
4. (I) Türk edebiyatına roman XIX. yüzyılda çeviri yoluyla girdi. (II) Tanzimat döneminde ilk örnekleri verilen roman, özellikle Romantizmin etkisindeydi. (III) Genellikle ahlâkçı bir tavır takınan Tanzimat romancıları tutsaklık, görücü usulüyle evlenme, çarpık Batılılaşma., gibi konuları işlediler. (IV) Servet-i Fünun romanında ise gerçekçi konular ele alındı. (V) Fakat Halit Ziya, Mehmet Rauf gibi yazarlar roman türünde Tanzimatçılar kadar başarılı olamadı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlısı vardır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5.
I. Ağır ve sanatlı bir dil kullanma
II. Şiirde konu bütünlüğünü gözetme
III. Toplumun, daha çok aydın kesimine seslenme
IV. Göz için kafiye anlayışını benimseme
Yukarıda verilenlerden hangileri Divan edebiyatı ile Servet-i Fünun edebiyatının ortak özelliğidir?
A) I. veli. B) II. ve III.
C) I. ve III. D) II. ve IV.
E) III. ve IV.
6. Sanat yaşamının başında Recaizade Ekrem ve Abdülhak Hamitin etkisiyle şiirler yazar. 1895 sonrası, Fransız şiirini inceleyerek toplumsal içerikli üslubunu yakalar. Abdülhak Hamitin kırmaya başladığı beyit bütünlüğünü o, tümden bırakır, şiirinin birimini mısra yapar. Mısranın içine sıkışıp kalmaz, şiirin bütününe uygun bir kompozisyonla dağılır. Parnasizmi benimser.
Bu parçada kimi Özellikleri verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yahya Kemal Beyatlı
B) Faruk Nafiz Çamlıbel
C) Mehmet Emin Yurdakul
D) Tevfik Fikret
E) Ahmet Haşim
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Edebiyatımızda ilk edebi romanı Namık Kemal yazmıştır.
B) Makale, fıkra, roman, tiyatro gibi türler ilk kez Servet-i Fünun edebiyatında de¬nenmiştir.
C) Muallim Naci, Divan edebiyatına Batılı bir anlayışla dönmeye çalışmıştır.
D) Recaizade Ekremin Araba Sevdası adlı romanı realist etkiler taşır.
E) Servet-i Fünun topluluğu II. Abdülhamitin baskıcı yönetiminde eserler ver¬miştir.
8. Servet-i Fünun topluluğunda, özdeyişlerden oluşan bir eseri bulunan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Cenap Şehabettin
B) Süleyman Nazif
C) Halit Ziya Uşaklıgil
D) Mehmet Rauf
E) Hüseyin Cahit Yalçın
9.
I. Hece ölçüsüyle şiirler yazma
II. Nazmı nesre yaklaştırma
III. Aruzu başarıyla kullanma
IV. Divan şiirinden yararlanma
Bu özelliklerden hangileri Tevfik Fikret ve Mehmet Akifte ortaktır?
A) i. ve II. B) II. ve III. C) III. ve IV.
D) l. ve lV. E) II. ve IV.
10. Aşağıdaki yapıtlardan hangisinin edebi türü ötekilerden farklıdır?
A) Şermin B) Eylül
C) İntibah D) Araba Sevdası
E) Şıpsevdi
11. Sanılanın tersine o, tam anlamıyla sembolist bir şair sayılmaz. Sembolizmden etkilenmiştir o kadar
Savunduğu şiir anlayışıyla Sembolizme yaklaşır; şiiri tıpkı Mallarme gibi kapalılığa götürmeye, zekânın, bir bakıma sözcüklerin matematiğinin ürünü kılmaya çalışır.. Ama ulaştığı nokta Empresyonizme daha yakındır. Çünkü onun şiiri başından beri renk ve ışığa vurgundur.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Tevfik Fikret
B) Cenap Şehabettin
C) Ahmet Haşim
D) Cahit Sıtkı Tarancı
E) Necip Fazıl Kısakürek
12. Türk şiirinde İstanbulu kötüleyen ilk şiiri bu sanatçı yazdı. 19. yüzyıla kadar İstanbul hep görkemi ve güzelliği ile anlatılırken, Sis şiirinde yerden yere vurulmuş; boğucu, kötü bir şehir olarak nitelenmiştir.
Bu parçada sözü edilen şiirin şairi aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Yahya Kemal Beyatlı
B) Cenap Şehabettin
C) Mehmet Emin Yurdakul
D) Abdülhak Hamit Tarhan
E) Tevfik Fikret
13. Cenap Şehabettin Tevfik Fikret Süleyman Nazif
Yukarıda verilen sanatçıların ortak özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumsal sorunları sıkça dile getirme
B) Şiirlerinin tamamında aruz ölçüsü kul¬lanma
C) Aynı edebi toplulukta yer alma
D) Siyasal içerikli şiirler yazma
E) Türkçülük akımına öncülük etme
14. 24 Şubat 1909 tarihli Servet-i Fünun dergisinde bir bildiri yayımlayarak sanat edebiyat görüşlerini belirten bu topluluğun sanatçıları amaçlarını şöyle açıklıyorlardı: Dilin, edebiyatın ve sanatın gelişmesine katkıda bulunmak, genç yetenekleri bir araya getirmek, kamuoyunu aydınlatmak, topluluk üyelerinin eserlerini bir dizi halinde yayımlamak, halkın edebiyat zevki düzeyini yükseltmek, Türk edebiyatının eserlerini Batıya, Batı edebiyatının ürünlerini de Doğuya tanıtmak.
Bu parçada, amaçları belirtilen edebiyat topluluğu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Edebiyat-ı Cedideciler
B) Fecr-i Aticiler
C) Milli Edebiyatçılar
D) Beş Hececiler
E) Yedi Meşaleciler
15. Servet-i Fünun yazarlarından olan sanatçı, Mütareke döneminde İngilizler tarafından Malta adasına sürüldü. 1896 1901 arasında roman ve hikaye türündeki eserleriyle tanındı, 1908′dan sonra siyasi yazarlığa geçti. Cumhuriyet döneminde bu son cephesiyle ün kazandı. Servet-i Fünun döneminde, bu edebiyatı eski zevke karşı savunmuş eski yeni tartışmalarında o topluluğa destek olurken, zaman zaman gözleme dayanan, çok kere şairane bir üslupla roman ve hikayeler, fıkra ve mensur şiirler yazmıştır.
Bu parçada aşağıdaki sanatçılardan hangisi tanıtılmaktadır?
A) Süleyman Nazif
B) Mehmet Rauf
C) Cenap Şehabettin
D) Hüseyin Cahit Yalçın
E) Namık Kemal
16. Edebiyat-ı Cedidenin önemli romancılarından olan sanatçı, Batılı anlamda ilk psikolojik roman olan Eylül adlı eseriyle büyük bir ilgi uyandırmıştır. Küçük hikayeler, mensur şiirler ve makaleler de yazan sanatçının asıl önemli yanı romancılığıdır.
Bu parçada hangi sanatçı tanıtılmaktadır?
A) Mehmet Rauf
B) Hüseyin Cahit Yalçın
C) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
D) Süleyman Nazif
E) Nabızâde Nazım
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde Halit Ziya Uşaklıgil ile ilgili bir bilgi yanlışı vardır?
A) Eserlerinde şiirli bir hava yaratarak sağlam bir yapı kurmuştur.
B) Fransız realist ve naturalistlerin etkisinde kalmıştır.
C) Roman konularını İstanbulun aydın çevrelerinden seçmiştir.
D) Öykülerini, romanlarına göre daha sade bir dille yazmıştır.
E) Öykü ve romandan başka tiyatro türünde de eser vermiş; ancak oyunlarını oynanmak için değil, okunmak için yazmıştır.
18. Ahmet Haşim ile Tevfik Fikretin ortak yönü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Genelde ağır bir dil kullanma
B) Aruzun yanında hece ölçüsünü de kul¬lanma
C) Deneme türünde yazılar yazma
D) Sosyal konulara yer verme
E) Aynı akımdan etkilenme
19. Aşağıdaki sanatçılardan hangisinin tiyatro türünde bir yapıtı yoktur?
A) Namık Kemal
B) Abdülhak Hamit Tarhan
C) Recaizade Mahmut Ekrem
D) Ahmet Haşim
E) Şinasi
20. Roman, öykü, tarih, gezi
gibi değişik alanlarda eserler verdi. Roman ve öykülerinde daha çok Romantizmin etkisinde kaldı. Onu asıl ünlendiren denemeleri, fıkraları, anıları ve şarkılarıdır. 1890′dan sonraki sosyal, tarihsel değişimleri derin bir gözleme bağlı olarak, canlı bir üslupla sergiledi. Şehir Mektupları, Gülüp Ağladıklarım, Muharrir Bu Ya, Falaka ve Gecelerim ünlü eserleridir.
Bu sanatçı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Ömer Seyfettin
B) Ahmet Rasim
C) Hüseyin Rahmi Gürpınar
D) Yahya Kemal Beyatlı
E) Halit Ziya Uşaklıgil
21. Yazı hayatına Servet-i Fünun topluluğunda başlayan sanatçının asıl kişiliği, 1911′den sonra Türk Yurdu dergisinde yayımladığı milli ve yerli konuları işleyen hikayelerinde görülür. Dil ve anlatımı çağının diğer yazarlarına göre daha sadedir. Türkçülük görüşünü benimseyen yazar, hikayelerini Haristan ve Gülistan ile Çağlayanlar adlı kitaplarda toplamıştır.
Bu parçada aşağıdaki sanatçılardan hangisine yönelik bilgi verilmiştir?
A) Ahmet Vefik Paşa
B) Refik Halit Karay
C) Ahmet Mithat Efendi
D) Ahmet Rasim
E) Ahmet Hikmet Müftüoğlu
22. Bu topluluk, edebiyat ve sanatı her şeyin üs¬tünde tutuyor, günlük siyasetten uzak durmaya çalışıyordu. Ancak topluluk sanatçılarının ürünleri birbirinden kopuktu. Bunların şiirlerinde duygusallık ve romantizm önemli rol oynadı; gözlemden çok izlenimleri şiirleştirmeye çalıştılar.
Bu parçada sözü edilen topluluk aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Beş Hececiler
B) Garipçiler
C) Fecr-i Ati
D) Servet-i Fünun
E) Yedi Meşaleciler
23. Halit Ziya Uşaklıgilin başyapıtı sayılan
..romanı, konusunu Boğaziçi yalılarındaki hayattan alır. Eserde Batılı yaşam biçimine özenen Bihter Hanımın kendisinden yaşça büyük olan Adnan Beyle evlenmesi ve Adnan Beyin yeğeni Behlül ile yasak bir aşk yaşaması anlatılır. Züppe bir genç olan Behlül, Bihter Hanımı ne yapar eder kandırır; ancak Adnan Beyin kızı Nihal, durumu fark ederek babasına bildirir. Adnan Beyin durumu öğrendiğini anlayan Bihter, intihar eder. Roman, bu acıklı sonla biter.
Bu parçadaki boş yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Mai ve Siyah
B) Aşk-ı Memnu
C) Kırık Hayatlar
D) Saray ve Ötesi
E) Kırk Yıl
24. Servet-i Fünunun eleştiri türünde yazan sa¬natçılarından Süleyman Nazif, siyasi yazıla¬rıyla yönetimi kızdırmış, Fransızcadan çevir¬diği Edebiyat ve Hukuk adlı makalesi Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasına yol açmıştır.
Bu cümledeki bilgi yanlışı aşağıdakilerden hangisinde belirtilmiştir?
A) Süleyman Nazif, eleştiri türünde değil, sadece şiir türünde eserler vermiştir.
B) Servet-i Fünun dergisinin kapatılması ile adı geçen makale arasında bir ilgi yoktur.
C) Servet-i Fünun dergisinin kapanmasına yol açan olay Edebiyat ve Hukuk makalesi değil, Tevfik Fikretin Sis şiiridir.
D) Servet-i Fünun dergisi siyasal yönetim tarafından kapatılmamıştır; ekonomik sı¬kıntılar yüzünden yayın hayatını sürdü¬rememiştir.
E) Edebiyat ve Hukuk makalesini Süleyman Nazif değil, Hüseyin Cahit Yalçın çevirmiştir.
25. Bu sanatçı Servet-i Fünuncu gibi görünme¬sine rağmen Tanzimatçılara daha yakındır. Şiirlerinde Namık Kemal ve Abdülhak Hamitin etkisi vardır. Sanatçının en parlak dönemi, Meşrutiyetten sonra milletçe ve vatanca uğradığımız haksızlıkları dile getiren eserleri verdiği dönemdir. O, Türk milletinin tarihine hayran bir sanatçıdır. Düzyazılarında süslü, ağır bir dil kullanmış; şiir, tarih, anı, eleştiri.,, türünde eserler vermiştir. Gizli Figanlar, Firak-ı Irak, Malta Geceleri
eserlerinden bazılarıdır.
Bu parçada kendisinden söz edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Süleyman Nazif
B) Cenap Şehabettin
C) Hüseyin Cahit Yalçın
D) Faik Ali Ozansoy
E) Emin Bülent Serdaroğlu
26. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun edebiyatının özelliklerinden değildir ?
A) Nazım nesre yaklaştırılmış ve anlam di¬zenin dışına taşırılmıştır.
B) Düzyazı türlerinde teknik yönden büyük gelişme görülmüştür.
C) Sone, terzarima, serbest müstezat gibi nazım türleri kullanılmıştır.
D) Acıma, aşk, karamsar duygular ve düş kırıklıkları gibi bireysel konular ağırlıklı olarak işlenmiştir.
E) Hikaye ve romanda olaylar çoğunlukla Anadoluda geçer.
27. Aşağıdakilerden hangisi Fecr-i Ati edebiyatının özelliklerinden biri değildir?
A) Servet-i Fünun edebiyatının bir devamı niteliğindedir.
B) Şiirde sanatlı ve ağır bir dil kullanılmıştır.
C) Şiirler daha çok Batılı nazım biçimleriyle oluşturulmuştur.
D) Sanatçılar, aralarında güçlü bir bağ oluşturamadan dağılmışlardır.
E) Sanat, toplum için yapılmalıdır. görüşü benimsenmiştir.
28. Aşağıdakilerden hangisi Servet-i Fünun sanatçılarının ortak özelliklerinden biri değildir?
A) Yaşadıkları dönemin siyasal ortamından etkilenmiş, içe kapanık ve duyarlı bir anlayışta olmuşlardır.
B) Toplumsal sorunlara hemen hiç el atmamışlar, edebiyatın amacının estetik olgunlaşma olduğunu söylemişlerdir.
C) Divan edebiyatıyla bağları tümden koparmış şekilde ve özde değişikliklere gitmişlerdir.
D) Batı edebiyatını, özellikle de Fransız edebiyatını iyi öğrenmişler. Batılı bir zevk ve anlayışla yetişmişlerdir.
E) Batıdan ilk şiir çevirilerini yapmışlar, edebiyatı halk eğitiminde bir araç olarak görmüşlerdir.
TANZİMAT/SERVET-! FÜNUN/ FECR-I ATİ EDEBİYATI (ÖYS)
1. Paul Valery Bir edebi eserin değeri, her ki¬şiye göre ayrı bir yoruma meydan vermesindedir. demiştir.
Aşağıdakilerden hangisinde Paul Valery ile aynı anlayıştadır?
A) Tevfik Fikret
B) Cenap Şehabettin
C) Yahya Kemal
D) Ahmet Haşim
E) Orhan Veli
(ÖYS-1982)
2. Bireyci sanat anlayışı bize Edebiyatıcedi-deden miras kalmıştı ve biz bunu söylemekle ortaya yeni bir görüş getirmiyorduk. Öyle ya, Edebiyat-ı Cedidecilerin, özellikle Hüseyin Cahitle Mehmet Raufun, Dr. Rıza Tevfikle estetik konusu üzerinde tartışırken terter tepinircesine Güzellik görecedir, güzellik görecedir. deyişlerinin, bizim Sanat kişisel ve saygıya değerdir. sözümüzden farkı neydi?
Bu parçada, yazarın biz dediği kimler olabilir?
A) Garipçiler
B) Servetifünuncular
C) Yeni Lisancılar
D) Yedi Meşaleciler
E) Fecriaticiler
(ÖYS 1983)
3.
Bunlar şiirlerinde biçim içerik ikiliğini kaldırmaya, şiirin anlamı ile yapısını kaynaştırmaya çalışırlar. İsterler ki şiirlerinde ses ve anlam ayrılmaz hale gelsin, düzyazıya çevrilemesin, ses ve anlam öylesine yoğurulsun ki anlam tek başına sıyrılıp çıkarmamasın, şiir katıksız biçim olan müziğe yaklaşsın.
Bu yargılar, aşağıdaki şairlerden hangisinin şiirleriyle örneklendirilebilir?
A) Faruk Nafiz Çamlıbel
B) Cahit Sıtkı Tarancı
C) Orhan Veli Kanık
D) Kemalettin Kamu
E) Ahmet Haşim
(ÖYS -1983)
4. Aşağıdakilerden hangisi Cenap Şehabettinle Ahmet Haşimde ortak değildir?
A) Hem şiir hem nesir alanında eser vermiş olmaları.
B) Servet-i Fünun topluluğunda yer almaları
C) Sanat için sanat ilkesini benimsemeleri
D) Fransız sembolistlerinden etkilenmeleri
E) Aruz ölçüsünü kullanmaları
(ÖYS -1984)
5. Ziya Paşaya karşı bir kırgınlığı vrdı: biraz da bu kırgınlığın etkisiyle olacak Harabatın çıkışını iyi karşılamadı. Birinci cildi için Tahrib-i Harabatı ikincisi için de Takipi yazdı.
Bu paragrafta kendisinden söz edilen kişi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şinasi
B) Ahmet Vefik Paşa
C) Ahmet Mithat Efendi
D) Abdülhak Hamit
E) Namık Kemal
(ÖYS-1986)